Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Ahlâk bozucu bir sinizmin etkilerinden ürkerek ve yanlış düşünceyle bütün suçu Avrupa medeniyetine yükleyerek "anayurt"a sığınırlar; tıpkı hayaletlerden korkan çocukların ana kucağına atıldığı gibi, toprak ananın kuru göğsünde rahat rahat uykuya dalmak; hatta korktuklarını bir daha görmemek için ömürlerinin sonuna kadar hep böyle kalmak isterler. Ben, kendi adıma bu iyi kalpli, istidatlı gence en iyi dileklerimi sunarım. Dilerim genç ruhunun halkçı ilke lere doğru götürüşü, zamanla, çoğunda olduğu gibi manevi yönden karamsar bir mistiklik, vatandaşlığı bakımından da manasız bir şovenlik halini almaz; çünkü bunların ikisi de millet için Avrupa kültürünü yalan yanlış anlayarak bu kül türe boşu boşuna sahip olmuş büyük kardeşin içini kemiren kötülüklerden çok daha feci sonuçlar doğurabilir.
Sayfa 929 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
"Allah cezasını versin; bu işleri yapan hep eski hükümettir" deyivermek geçerli bir özür oluştursaydı, ne Kaiser hükümetini ne Prusya militarizmini kınamaktan geri durmayacak olan şimdiki Alman hükümeti, daha elverişli barış koşulları elde etmek olanağını elde ederdi. Bir de, gönül almak için söylenilen, "Bizim millet İngiliz ve Fransızlara kılıç çekmez" gibi yavan iki yüzlülüklerden de kaçınmak onur duygusuna uygun düşer.
Sayfa 22 - Türk Tarih KurumuKitabı okudu
Reklam
Atsız Tekrar Süleymaniye Kütüphanesinde: Atsız aleyhindeki konuşma ve yayınlar nihayet 1952 Mayıs'ında semeresini (!) verecektir. Olaylar şöyle gelişir: "Türk Milliyetçiler Derneği, 3 Mayıs kutlamalarına katılması ve bir konferans vermesi için Atsız'ı Ankara'ya davet etti. Konferansın konusu 'Devletimizin Kuruluşu'
Edep, Nezâket ve Terbiye
Osmanlılar'ın edep, nezaket ve terbiye husūsunda kaydettikleri seviye, hiçbir milletle käbil-i kıyas değildir. Onların muâşeret ādâbı, misli görülmemiş bir mükemmellik ve incelik arz eder. Bunlar, millet ve mez- hep ayrımı yapılmaksızın bütün insanlara karşı aynen riayet edilen rühi ve vicdanî bir kânun mesåbesindedir. Dolayısıyla Osmanlı
Sayfa 501 - Erkam yayınlarıKitabı okudu
Hakkını yemeyeyim; kelamı boldu, güzel konuşurdu Rasim Abi. Sonra da millet onu hep öyle güzel bir adam sanırdı. Halbuki ister karın seni aldatsın, ister arabanı çizsinler, ister umutsuz bir aşka düş, ister evin yansın, baban ölsün, uzaylılar kaçırsın, apan­distin patlasın, bacaklarını kessinler ya da kanser olduğunu öğren, Rasim Abi için fark etmezdi. Dert dertti. Anlatırdın, o da dinlerdi. Ama sonra birgün bir bakardın, "Al kızını koy çuvala, salla salla vur duvara!" diye türküler söyleyerek çıkıverirdi karşına. Bir kızı çuvala koyup duvara vurmayı anlatan neşeli türküler var, ne tuhaf değil mi? Kan içinde bir çuval, içinde ölü bir kız... Gidiyor kafa yine. Rasim Abi diyordum, keyfi yerindeyse eğer, dert tasa salla­mazdı. Onun için dert dinlemek, kendi dertlerinin panzehiriydi, o kadar.
"... Öyle ise ,siz,hiç inkılapçı değilsiniz." "Bilmem; belki de,sizin anladığınız tarzda bir inkılapçı değilim.Ben, inkılâbı hiç bir zaman,hayatın dış şekillerini değiştirmek manasında anlamadım.Hele,bir konfor ihtiyacı,bir konfor'a eriş cehti manasına hiç alamıyorum.Şüphesiz , içimizde yeni bir hayat hamlesiyle çatlayan şey yeni bir şekle vücut verir,yani yeni bir kabuk bağlar.Fakat, bu safhada artık inkılaptan bahsedilemez.Burada, artık,muayyen bir çeşit hayatın kalıplanışı vardır.Biz, sanki , inkılâbımızın böyle bir safhasına mı geldik sanıyordunuz?Yok canım , bu gördüğünüz şeyler ,bu balo, bu otel, sizin Yenişehir evleriniz ,bunlar hep birer hayat kalıbıdır ama bizim kendi inkılâbımızın ateşinde dökülmüş kalıplar değil. Bizim ruhumuzdaki yeni hayat prensibinin, yeni hayat özünün tomurcuğu da çatlamadı.Çatlamış olsaydı, memleketteki hayat şartlarının yalnız küçük bir ekalliyet (azınlık) lehine değil bütün millet için değişmiş olması lazım gelirdi."
Sayfa 123Kitabı okudu
Reklam
Aralık ayında, başıbozuk kuvvetlerin durumu daha da karıştı. Birçokları yeni orduya geçti; fakat Ethem’in etrafında hâlâ kuvvetli bir kısım bulunuyordu. Miralay Arif, Anadolu İhtilâli hakkındaki hatıralarında bundan epeyce bahseder. Yazdığına göre, Ethem’in üç bin kişilik kuvveti, ayrıca yüz makineli tüfeği ve dört topu varmış. Onların fikir
Biz sofraya oturur oturmaz, kapı açıldı. İçeriye Kafkasyalı bir grup girdi. Çok parlak kostümleri vardı. Kurşunları göğüslerinde, geniş omuzlu, ince bellerinden hançerler sarkan, uzun, siyah çizmeli bir gruptu. İnsan, onların hemen dans etmeye başlayacaklarını bekliyordu. Fakat, onlar dönüp insana bakmıyorlardı bile. Evet, bu fevkalâde yapılı
Enver Paşa
Osmanlı milleti Meşrutiyet'i istiyordu. Hep birlikte hürriyet kazanmak için mücadele ediyordu. Bu millet parçalanmazdı. Yeter ki Meşrutiyet ilan edilsin.
Sayfa 103 - EFSUS YAYINLARIKitabı okudu
Her kötülügün kaynagı istibdat degil midir7
Aklımız her şeye ererken bizi fenierde bil­gilerde geri bırakan istibdat değil midir? Alçakların gögüslerini nişanlarla donatan istibdat değil midir? Mahkemelerde parasız­ları haklıyken haksız düşüren istibdat degil midir? Öşür onda bir iken, mültezimlere dörtte bir aldıran istibdat degil midir? Bü­ tün Osmanlıların kardeş gibi geçinmelerini önleyen istibdat de­ gil midir? Millet hazinelerini şuna buna yediren istibdat degil midir? Memurlukları rüşvetle alıp satan istibdat değil midir? Köylerde köylünün ekinini zaptiyelerin, tahsildarların, hayvan­larına yedirmeleri hep istibdat yü zünden degil miydi? Işte cemi­ yetimizin gücüyle din kardeşlerim, reaya kardeşlerim! . . Işte hür­ riyete kavuştuk. Oyları veriniz! Oyları cemiyetimize veriniz! Milletvekillerimiz seçilsin! Milletin işini görmeye toplansın! . . Çok yaşa ey hürriyet! . . Hürriyeti Allah bize cennet yemişi olarak göndermiştir. Ne mutlu bize ki, şekerden tatlı, amberden güçlü hürriyete kavuştuk! Kavuşmasaydık. ey millet, benim gibi zin­ dan bülbülleri, vatan kardeşlerimize karşı böyle şakıyabilirler miydi? Gözünüzü, kulagınızı, gönlünüzü açın! Bundan böyle din, dil, cins ayrıntısı gözetmeyecegiz! Selanik'ten ordular neden daglara çıktı? Hürriyet için çıktı. Bundan böyle hazinelerimiz paralarla dolacak. . . Neden dolacak? Çünkü hürriyetin bir elinde kılıç, bir elinde adalet terazisi vardır. Müjdeler olsun kardeşler! Bundan böyle işleriniz dairelerde hemencecik görülüverecek! Aman ey vatandaşlarım! Meşrutiyet hürriyetinin degeri ni bile­lim! Bilmezsek, vallah billah, imansızlar geri gelirler haaa! .... di­ye bagırarak seçimi cemiyetimize kazandırdık.
Reklam
23 Nisan nasıl çocuk Bayramı oldu?
23 Nisan 1920! Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin kuruluş ve açılış günü! 23 Nisan, o kadar önemli bir gündür ki, Meclis, o günün, her yıl milli bayram adıyla kutlanmasına karar verdi. Bir yıl sonra, 23 Nisan gününe yaklaşılırken bütün Ankara, Meclis'in açılış gününü en güzel şekilde kutlamak için yoğun bir hazırlık içine
Sayfa 34
— Ankara’ya gidecektim, çok önemli bir iş için... Taksiye binip Şişhane’ye gittim ki, terminalden uçak bileti alayım. Terminalin kapısı kapalı, camında bir yazı: “Tamirat dolayısıyla kapalıdır. Biletlerinizi Aksaray’daki büromuzdan alabilirsiniz.” Yine bir taksiye bindim, haydi Aksaray... Ona sora buna sora, Aksaray’da Türk Havayollarının yerini
Sayfa 22 - Bu Memleket BatarKitabı okudu
ÖYLE BİR HİKÂYE Sinemadan çıktığım zaman yağmur yine başlamıştı. Ne yapacağım? Küfrettim. Ana avrat küfrettim. Canım bir yürümek istiyordu ki... Şoförün biri: – Atikali, Atikali! diye bağırdı. Gider miyim Atikali'ye gecenin bu saatinde, giderim. Atladım şoförün yanına. Dere tepe düz gittik. Otomobilin buğulu, damlalı camlarında kırmızı,
Milletimiz çok büyüktür. Hiç korkmayalım. o esaret ve aşağılığı kabul etmez. Fakat onu bir araya toplamak ve kendisine, “Ey millet! sen esaret ve aşağılığı kabul eder misin?” diye sormak lâzımdır. Ben, milletin vereceği cevabı biliyorum. Ben, milletin büyüklüğünü biliyor ve bu sual karşısında, onun, o suali soran çocuklarını canı gibi seveceğini ve alınlarından öpeceğini biliyorum. Ben biliyorum ki bu millet, kendisine bu suali soran çocuklarının, hep o esasa dayanan çare ve hazırlıklarını canla, başla kabul edecektir. Onun için işte ben şimdi bu yoldayım, onun çok sağlam bir yol olduğuna kani olarak…
Sayfa 112Kitabı okudu
1.113 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.